2022 yılında hayal kırıklığı yaratan film ve dizileri geçtiğimiz hafta yazmıştım. Bugün de hafızamda iz bırakan yapımlara değineceğim kısaca.
Önce dizilerle başlayalım.
Büyük harflerle birinci sıraya 8 bölümlük The Bear’ı yazıyorum. Aşçılık, işletmecilik, sorunlu arkadaş çevresi ve aileler üstüne mükemmel oyunculuklar ilginizi çekiyorsa izleyin derim. Kıymeti yakında anlaşılır.
İngiliz yapımlarında ışık, oyunculuk ve hikâye anlamında her zaman belli bir soğukluk hissederim. Karakterleri görür ama tam bir bağ kuramazsınız. Buna razıysanız ve matruşka tarzı ajan dizilerine merakınız varsa iyi denebilecek Slow Horses’ı tavsiye ediyorum. Başrolde Gary Oldman.
Harry&Meghan, konusu itibarıyla tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden bir hadiseyi anlattığından ve bu ikiliye daha önce mikrofon uzatılmadığından ilgi çekici bir yapım. Görüşlerine katılmasam da izlenebilir. 6 bölüm.
1899, Dark’ın büyük mirasını hunharca katleden bir yapım. Az az gösterelim, merak sona kadar canlı kalsın görüşünün işe yaramadığının ispatı çünkü dizi iptal edildi, iyi de oldu bence.
Büyük bir mirasın hakkı veren yapım ise House of Dragon. Seyircide büyüyen merak duygusu yaratmayı çok iyi biliyorlar, bir önceki yapımdan nemalanmıyor ama destek görüyorlar. Ortalama başladı, harika bitti.
Türk yapımlarına karşı ön yargılıyım ama şans verdiğim Netflix’in Andropoz dizisi kesinlikle izlenebilir. Yine de ilk bölümde konu çok daha sosyolojik bir yere evrilebilir ve karakter biraz da içsel bir maceraya sürüklenebilecekken kriminal, komedi, macera tarzı bir istikamete yönelip sıradanlaşıyor.
Black Bird, iki aktörün müthiş oyunculukları ile dikkatimi çeken bir hapishane yapımı. Konunun gerçek olması cabası.
The Offer, tavsiye üzerine başladığım ve Baba serisinin çekim aşamalarını yapımcı gözünden anlatan, çekim aşamasında yapım ekibinin çektiği zorlukları anlatan başarılı bir yapım. Meğer perde arkasında da mafya ile mücadele etmişler.
Moon Knight, daha ilk bölümünden itibaren Oscar Isaac’in oyunculuk dersi verdiği, beni müzikleri ile etkileyen bir yapım. Süper kahraman filmi duygusal olur mu, oluyormuş.
Son olarak Severance, The Bear ile birlikte benim nazarımda çok yukarılarda yer alan bir başka harika bilimkurgu. Merak duygusunu diri tutan, güzel ters köşeler sunan, kadrosuyla göz dolduran bir yapım.
Tar, başta tedirgin edici ve inişli çıkışlı, sona doğru depresif hikayesiyle ve Cate Blanchett’ın tek kişilik performansıyla göz dolduran bir yapım.
The Banshees of Inisherin, Colin Farrell’on son filmi. Tam bir İrlanda fıkrası/masalı, çok şey anlatmaya çalışıyor ama tam olarak anlatamıyor bence.
Causeway, gişede çok dikkat çekmese de savaş sonrası topluma uyum zorluğu yaşayan askerlerin yaşadıkları zorluklara dair doğru ve sert mesajlar veren başarılı bir yapım.
Where The Crawdads Sing, bu senenin muhtemelen en iyi kitap uyarlaması. Dayandığı eserle müthiş ahengi ve film ilerlerken sayfaları çeviriyor hissiyatı uyandırması ve elbette müthiş finali ile başarılı bir başka yapım.
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, kült romana taze ve güzel bir soluk getirmiş. Kadro iyi, oyunculuklar başarılı, sinematografisi harika.
Türk yapımı Cici, Berkin Oya kontenjanından listeme giriyor. Yer yer pandemi mesajları ile ilerleyen yapım bir ailenin geçmiş ile kapanmamış hesaplarıyla yüzleşme yolculuğu.
Three Thousand Years of Longing, hem müthiş kadrosu hem de Osmanlı hanedanına ve tarihimize temas eden fantastik bir hikâye olması sebebiyle dikkat çekici. Ülkemizde gösterime girdi mi, bilmiyorum. Gişede patladı.
Elvis, bu senenin en iyi oyunculuklarından. Austin Butler harika bir iş çıkarıyor ve Kral’ın hayatının hiç de güllük gülistanlık olmadığına şahit oluyoruz. Ödüller senin olsun.
13 Lives, belgeselinden sonra filmini izlediğim 21.yüzyılın en imkânsız kurtarma operasyonlarından birini anlatan, başarılı bir yapım; kadro göz dolduruyor.
Top Gun:Maverick, ilk filmle kurulan zayıf bağ dışında eksiği olmayan, aksiyona ve gerilime doyduğumuz ancak uzatmalı bir finali olan başarılı bir film.
The Bad Guys, seslendirme kadrosu ve verdiği mesaj ile sanırım bu sene izlediğim en iyi animasyon.
Hustle, Adam Sandler’ın bugüne kadar pek görmediğimiz oyunculuğunu konuşturduğu, katmanlı ve sofistike hikâyesi ile çok beğendiğim bir film.
Everything Everywhere All At Once, örneklerini gördüğümüz paralel evrenler beşiktaş escort konusunu işlemekle birlikte bunu tatlı sert bir üslupla ve başarıyla yapan, akıcı bir yapım.
The Northman, İskandinav Makbet’i diyebileceğimiz bir intikam hikayesini avcılar otele gelen escort kanlı ve etkileyici bir dille sunuyor seyirciye.
Son olarak The Batman, Nolan hayranı olarak en sevdiğim Batman yapımı olmasa da bugüne kadar yapılmış en grotesk ve sert Batman olmuş, beğendim.
şirinevler rus escort devam filmi geliyor | N-Life” width=”704″ height=”400″ />
Herkese iyi seyirler.
Dolar | 34,7999 | % 0.27 |
Euro | 36,8294 | % -0.07 |
Sterlin | 44,4413 | % -0.01 |
Bitcoin | 3499553,00 | % 2.49 |
Ethereum | 140281,00 | % 5.58 |
Çeyrek | 4.889,00 | % 0,43 |
G. Altın | 2.942,59 | % 0,29 |
BIST 100 | % | |
Litecoin | 4693.62 | % -0.31 |
B. Cash | 21624,00 | % 3.83 |
Bitcoin | 3499553 |
Ethereum | 140281 |
XRP | 82.62 |
Bitcoin Cash | 21624 |
EOS | 47.67 |
Litecoin | 4693.62 |
Binance Coin | 25517 |
Bitcoin SV | |
Tether | 34.79 |
TRON | 11.15 |
Stellar | 16.78 |
Cardano | 42.28 |
Monero | 6859.02 |
Dash | |
IOTA |